MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni yıl mesajı yayınladı.
Mesajında önemli ifadeler kullanan Bahçeli'nin gündeminde, DEM Parti'nin İmralı'da teröristbaşı Abdullah Öcalan'la görüşmesi de vardı.
Grup toplantılarında söylediği tarihi sözlerle yeni bir sürecin kapısını aralayan Bahçeli, görüşme sonrası kamuoyu ile paylaşılan mesajı değerlendirdi.
Bu görüşmeye dair, "Hayırlı bir başlangıç" diyen Bahçeli, sözlerinin tamamında ise şu ifadelere yer verdi:
"İMRALI İLE DEM PARTİ ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN ZİYARET"
"İmralı ile DEM Parti temsilcileri arasında 28 Aralık 2024 tarihinde gerçekleştirilen görüşme ve bu görüşmenin genel hatlarıyla medyaya yansıyan bazı bölümleri demokrasiyi, Türk-Kürt kardeşliğine bağlanan umutları nispeten takviye etmekle kalmamış hayırlı bir başlangıcın ivmesi olmuştur.
Sırayı sözden eylem safhasına geçiş almalı, nihayetinde müspet ve müşahhas sonuçların kademe kademe sahnelenmesi gecikmeksizin ifa ve ilan edilmelidir.
2025, Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın ikinci yılıdır. Bu yıl içinde önümüzdeki yüz yılın barış ve huzur temeli ortak iradenin eşgüdümünde kazılacaktır.
Ne müzakere ne de mütarekeden söz açılabilecektir; terörsüz ve huzurlu Türkiye’nin müteyakkız doğruluşuyla yeni yüzyılın müjde ve mükafatını ihtiva eden mütemadi manifestosu çok yakında tekemmül edecektir. Sınırlarımızın diğer yakaları krizden krize savrulurken kendi içimizde birbirimizin can suyu olmanın zamanı gelip çatmıştır."
"ORTADA YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ YOKTUR"
Ortada yeni bir çözüm veya açılım diye bir süreç hiç yoktur.
Olan ve olması gereken milli beka ve gelecek adına muhataplarının aktif, önşartsız, hesapsız, hilesiz, güven veren ve hasbi şekilde devreye girmesidir.
Oyalanacak ve israf edilecek vakit kalmamıştır.
Türkiye için kader ve karar anı gelmiştir.
Ya bir ve beraber kardeşçe yaşayacağız ya da dış dayatmalarla, bölgesel fay hatlarının kırılmasıyla tetiklenen şiddetli bir yıkıma maruz kalacağız.
Sabırla, sebatla, anlayışla, hoşgörüyle, milli ilke ve ülkülere sadakatle birlik ve kardeşliğimizi perçinlemenin, pekiştirmenin ve pekleştirmenin tarihi mesuliyeti omuzlarımızdadır.
Türk vatanı; üzerinde yaşayan, altında yatan, henüz doğmamış bulunan herkesindir.
Silahlar ya gömülecek ya da silah tutanlar gömülecektir.